Siena sokaklarında dolaşırken, sokaklarda çok orijinal sokak lambalarına rastladık. İşte onlardan biri yukarıdaki resimde görebileceğiniz ahşap bir fil şeklindeki sokak lambası.. Sizce de çok şirin değil mi :)

Siena'da “Duomo”nun içini ziyaret etmek için kişi başı 3 € ödedik. Floransa'daki kadar olmasa da oldukça görkemli bir katedral olduğunu söylemek gerek. 13. yüzyılın başlarında katedralin Hristiyanlık dünyasının en büyük kilisesi olması için güney tarafına bir nef ilave edilmesine karar verilmiş ancak veba salgını nedeniyle bu proje yarıda kalmış. Duomo'nun dışında bu yarım kalmış nefi ve sütunların temellerini görmek de mümkün.  

Siena, topoğrafik açıdan tepelere sahip bu nedenle gezerken zaman zaman yokuşlu yollardan geçerek ve kaybolarak şehri keşfi sürdürdük.. Öğleden sonra Piazza del Compo'da bir kahve molası verdik. Bir yandan tourist info'dan aldığımız broşürleri karıştırırken diğer yandan da rehber kitabımızı karıştırıyorduk ki, hava nasılsa geç kararıyor, yakın çevrede de güzel yerler var, en iyisi atlayalım arabamıza ve biraz da yakın çevreyi keşfedelim dedik.

Böylece, Pienza ve Montepulciano'ya gitmeye karar verdik. Pienza ve Montepulciano'yu keşfettikten sonra, akşam tekrar Siena'ya döndük. Akşam yemeğimizi çok sevdiğimiz Piazza del Compo'da yedik. Menümüzde pizza vegetariana (9 €), patate fritte (4,50 €), birra spina (5 €) ve acqua 1lt (3,50 €) vardı. Yemekten sonra meydanın tadını çıkarmaya devam ettik. Siena’daki ikinci ve son gecemizde, gece turundan sonra otelimize döndük.


Bugünkü rotamızda önce Lucca, ardından da bir gece konaklayacağımız Pisa var.