Nice’e Veda…

Cote d’Azur’daki son günümüzü Nice’e ayırdık, şehri gezmek için yarım günümüz vardı, İstanbul’a dönüş uçağımız 14:50’deydi.

Otelden çıkış yapıp eşyalarımızı arabaya attıktan sonra, yürüyerek Massena Meydanına vardık.

Massena Meydanı şehrin ana meydanı.. Aslında Paillon Nehri’nin ıslah edilip üzerinin kapatılmasıyla oluşturulmuş. 

cda4_2

Meydandaki İtalyan tarzı sağlı sollu binalar hemen dikkat çekiyor. Bu binalardan biri Galeri Lafayette‘e ev sahipliği yapıyor.

Meydanda yer alan direklerin üzerinde insan heykelleri var geceleri farklı renklerle aydınlatılan, değişik bir tasarım olmuş. Heykellerin üzerine kuşlar konunca komik bir fotoğraf karesi yakalayabilirsiniz :)

Meydanda yerde fıskiyelerin olduğu bir bölüm ve meydanın sağında ve solunda devam eden parklar var.

cda4_3

Meydandan Cours Saleyaya gittik, ilk hedef tabii ki de kahvaltıydı. Kahvaltı için Le Floreye oturduk. Hava yine mis gibiydi, güneşlenerek kahvaltı yaptık. Kahvaltı menüsünde, “petit dejeuner français” (8 €) ve “breakfast in america” (10 €) olmak üzere iki alternatif vardı. İkisinin birbirinden farkı, birinde sahanda yumurta olmasıydı.

Kahvaltının ardından sadece pazartesi günlerine özel kurulan antika pazarını gezdik.  Antika pazarında aklınıza gelebilecek ne kadar ıvır zıvır varsa hepsi satılıyordu.

Cours Saleya’nın bittiği noktadan eski şehrin ara sokaklara daldık.

Tam da Cours Saleya’dan döndüğümüz ilk sokakta öyle bir mağaza vardı ki bahsetmeden geçemeyeceğim.. Transparence ..Önce vitrinden alamadık kendimizi.. Sonra da içeride kaç dakika oyalandık bilmiyorum.

Pleksiglastan yapılan oldukça orijinal süs eşyaları ile karşı karşıyaydık, bu mağazayı o kadar çok beğendik ki elimiz boş çıkamadık, en ucuzundan deniz temalı bir küp seçtik, nakit ödeyince 5€ indirim aldık ve 25€ ödedik.

Yolunuz Nice’e düşerse mutlaka ve mutlaka uğrayın bu mağazaya..

Eski şehrin ara sokaklarındaki turumuzun ardından sahile çıktık,  Parc du Chateauya çıkan asansörün olduğu kısma yürüdük.  Oldukça eski bir asansör en üst noktaya kadar çıkarıyor sizi, ücretsiz olarak.

cda4_4

Yukarıdaki manzara, sahilden eski kente ve yeni yerleşimlere kadar keyifli bir Nice panaroması sunuyor. Eski kalenin kalıntılarının olduğu bu yeşiller içindeki park piknik için oldukça ideal.

Manzaraya doyduktan sonra aşağıya tekrar asansörle indik ve Promenade des Anglaisten yürüdük. Sahildeki bu keyifli yol, İngiliz kolonisi tarafından 1822 yılında yaptırılmış, bu nedenle de İngiliz Sahilyolu olarak adlandırılmış. Turistler için olduğu kadar Fransızlar için de yürüyüş yapmak, gezinmek ve dinlenmek için çok tercih ediliyor.  (bakınız yan resimdeki pembeli amca :))

Uçak saatimiz yaklaşmaya başlarken Massena Meydanı’ndan geçerek Nice Etoile Alışveriş Merkezi’ne da bağlantısı olan otoparktan arabamızı aldık. Sahil yolundan havaalanına doğru yolaldık. Böylece çok keyifli yaza merhaba dediğimiz tatilimizin sponuna gelmiş olduk …

Tatilin sonunda Cote d’Azur’u tek kelimeyle özetlemem gerekirse bence en uygun kelime “Retro” yani geçmişe ait, geçmişe dair.. İç kısımda yer alan kasabaların sanatsal bir boyutu, sahil kesiminin ise şöhret/ün boyutu var. Çok ünlü sanatçılara, sinema yıldızlarına yıllardır ev sahipliği yapıyor Fransız Rivierası. Mutlaka görülmesi gereken kıyılar :)

Gelelim işin maliyet boyutuna; 4 günlük bu tatil bize toplam 980 €’ya maloldu, bu rakamın 380 €’su otel ve uçak, 600 €’su ise diğer harcamalarımız (yemek, hediyelik eşyalar, otopark, araba, benzin, biletli girişler vs.)

Leave a Comment

Yandex.Metrica