Lizbon’a Veda Ediyoruz (portekiz 4)

Lizbon’a veda edeceğimiz son günümüzde şehirde yarım günlük bir vaktimiz vardı, uçağımız saat 15:45’teydi. Sabah 8:00 gibi kalkıp eşyalarımızı toparladık. Kahve ve kızarmış ekmek, tereyağ ve peynirden oluşan kahvaltımızı yaptık ve 9:00 civarında evden çıktık.

Barrio Alto’daki bir önceki gece dolup taşan sokaklardan geçtik. Yerlerde sayısız plastik bardak ve çöpçülerden başka kimsenin olmadığı bu sokaklarda bir önceki geceki kalabalıktan eser yoktu.

Bir önceki gün street art turunda görmediğimiz bir street art gördük sokaklarda dolaşırken…

28 nolu tramvay turu ve street art turu sırasında geçtiğimiz “Elevador da Bica“; sarı tarmvayın feniküler mantığında işleyen ve yokuşları çıkan versiyonu.

1892 yılından bugüne hizmet veren bu ulaşım aracına biniş ücreti diğer tramvaylar gibi 3,60 €. Bu dar sokağın güzelliği arkada görünen Tejo nehri ve sarı tramvayla daha da artmış, fotoğraf çekmeden geçmek imkansız.

LVeda5

Tramvay yolundan biraz aşağıya doğru yürüyerek bir başka manzara noktası olan “Miradouro de Santa Catarina“ya ulaştık. Bu manzara noktasından Tejo nehri, 25 Nisan Köprüsü ve İsa Heykeli’nin yer aldığı kareler çekebilirsiniz.

Günlerden pazar, saat ise sabah 10:00 olunca bizim gibi birkaç erkenci turist ve evsizlerden başka kimse yoktu bu manzara noktasında.

Santa Catarina manzara noktasından bahsederken burada yer alan “Eczacılık Müzesi”nden de bahsetmek gerek sanırım. Daha doğrusu eczacılık müzesinin cafesinden.. Saat 13:00 de açıldığı için her ne kadar bizzat gidip denememiş olsak da konsept olarak beyaz önlüklü garsonlar, ilaç kutusunda yapılan ikramlar… Yolunuz düşerse uğrayın, deneyin ilginç olabilir :)

Son şehir turumuza Rossio meydanına doğru yürüyerek devam ettik, Rossio’dan sonra ise Alfama’ya devam ettik arka sokaklardan. Mola için “Portas do Sol”deki büfede manzaraya karşı oturduk. Portakal suyu 2,60 €, limonata 2,00 €, kahve 1,10 €.

Bu civarda yer alan hediyelik eşyacılara girip çıktık, yeri gelmişken hediyelik eşya fiyatları hakkında da bilgi vereyim. Magnetler 2-2,5 €, küreler 7-8 €, shut bardakları 3-4 €

Molanın ardından, yavaş yavaş Lizbon’daki evimize dönme vaktimiz gelmişti. Saat 12:00’de evden ayrılmamız gerekiyordu. Eve gidiş yolu aynı zamanda tramvay yoluydu, kendimize hediyelik olarak tramvay rayında ezilmiş bozuk paralar yaptık :)

Lizbon’daki sabah turumuzda sokaklarda gezerken yine çok güzel cepheler, desen desen seramikler gördük.. İşte bazıları…

Saat 12:30 civarında Lizbon’daki evimize veda ederek sırtımızda çantalarımız yola çıktık. Havalimanına gitmeden önce Baxia-Chiada istasyonunun hemen karşısında yer alan “A Brasileria“nın dışarıda yer alan masalarına oturduk. Bu cafe oldukça eski bir tarihe sahip cafenin dışarıda yer alan masalarının birisi de bir heykele ev sahipliği yapıyor. Bu bronz masada oturan bronz heykel, Fernando Pessoa isimli ünlü bir şairmiş ve şair cafenin müdavimlerindenmiş.

Bir masaya oturduk oturmasına ama garsonun menüyü getirmesi bile 15 dakika sürünce vazgeçtik ve kalktık. Bu arada menüyle ilgili bir detayı da paylaşmak isterim. Menüdeki her ürünün üç farklı fiyatı var: ayakta yeme/içme fiyatı, içeride masada oturma fiyatı, dışarıda terasta oturma fiyatı. Örneğin soğuk içeceklerin (cola, fanta, su vs) fiyatı mekana göre sırasıyla 1,30 €, 1,80 €, 3,00 €.

A Brasileria’dan kalkınca, hemen yakında ve daha önce birkaç kez önünden geçtiğimiz “Vitaminas Garret” isimli sandviç ve salatacıya girdik. Bir salata ve bir sandviç yedik, bu yemekçinin konseptini de oldukça beğendik.

Havaalanına gidiş için en pratik yol metroyu kullanmaktı. Baxio-Chiado durağından yeşil hatta bindik, Alameda istasyonundan kırmızı hatta geçtik. Böylece merkezden direkt havalimanına yaklaşık yarım saatte ulaştık. Tek yön metro bileti kişi başı 1,80 €.

Valizleri bırakıp biniş kartlarını aldığımız sırada öğrendik ki uçağımızda 40 dk rötar varmış. Free shop kısmında gezinmeye karar verdik.

Lizbon havalimanındaki sistem Türkiye’dekinden ya da gördüğümüz başka ülkelerdeki sistemden biraz farklıydı. Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra free shopların olduğu kısma geçmiştik. Bu noktada insanın kafası karışıyor, pasaport kontrolünden geçmeden free shop alanına geçiş yapınca… Bir görevliye sorduk, pasaport kontrolü sonrası da mağazalar varmış ancak sayı ve çeşit sınırlıymış. Pasaport kontrolü kısmında da hiç sıra olmadığını görünce birkaç mağaza dolaştık, birşeyler aldık, bir kahve içtik derken uçak saatimiz geldi.    4 güzel gün geçirdiğimiz bu seramik kaplı şehre güzel anılar ile veda ederek yurda döndük…

Son olarak seyahatin toplam maliyeti ile ilgili bilgi vereyim; 4 günlük bu tatil bize toplam 1.700 €’ya maloldu. En maliyetli kalem malesef uçak bileti 850 €; THY ile uçtuk ve mil vs. kullanmadan aldık. Konaklama 190 €, araba ve motor kiralama 120 €, 540 € ise diğer harcamalar (yeme-içme, hediyelikler vs vs.)

Leave a Comment

Yandex.Metrica