İstanbul New York yolculuğu.. (NY 1)

12 günlük bir seyahat için havaalanına arabayla gitmek anlamsız. Abonelik alsak da, valeye verip %50 indirim alsak da taksi her koşulda daha ucuza çıkacağı için havalimanına taksiyle gittik.

Havalimanı oldukça sakindi, check-in yapmış olduğumuzdan işlemlerimiz çok kısa sürdü. Bayram tatiline bir gün önce başlamanın avantajını yaşadık bu anlamda. Free shopta biraz takıldıktan sonra Comfort Lounge’ta kahvaltımızı yaptık. İş Bankası Lounge kullanım koşullarını değiştirdiğinden, Maximiles Select kart bile olsa misafire ücret alınıyor :( Biz de Finans Xclusive kartın da geçtiği Comfort Lounge’ı kullandık ücret ödemeden. Yeme-içme büfesinde sunulan ikramlar İş Bankası Lounge’ına göre daha iyi tavsiye ederim :)

Lounge keyifli gelmiş olmalı ki uçağımıza yarım saat kala “son çağrı” uyarısını görünce fırladık yerimizden ve kapıya koştuk.

Böylece British Airways’in 08:50 Londra uçağı ile başladı yolculuğumuz, Atatürk Havalimanı’nın her zamanki uçak trafiği sebebiyle kalkışımız 9:30’u buldu.

İlk kez British Airways ile yolculuk ediyorduk, kahvaltı servisi güzel ve tatmin ediciydi.

Londra’ya indiğimizde saat Türkiye saatiyle 13:00, Londra saatiyle ise 11:00 civarındaydı.

saat

Uçaktan inip, transit uçuşların yönlendirmesi olan mor tabelaları takip ederek, diğer uçuşumuz için kapıya doğru yöneldik. Bu noktada ilk önce pasaport kontrolünden sonrasında ise güvenlik kontrolünden geçtik.

Güvenliğe doğru giderken heryerde sıvı taşıma limitlerinden ve sıvıların kilitli poşetlerde olması gerektiğini söyleyen görevliler ve uyarıcı levhalar vardı. Sırt çantalarımızdan biri yanımızdaydı ve tüm banyo malzemeleri de bu çantadaydı.

airport_allowanceNe olur ne olmaz aktarmalı uzun uçuşlarda hep bir tedirginlik oluyor bende. Ya valiz kaybolursa ya bir kaç gün sonra gelirse diye. Bu nedenle eşyaları ikiye bölüp, önemlileri ve kaybolursa çok üzüleceğim kıyafetlerimi kabine alacağım sırt çantasına yerleştiriyorum. Biraz temkinli davranıyorum.

Açıkcası sırt çantasını açıp tüm banyo malzemelerini çıkarıp kilitli poşetlere koymak gereksiz geldi. Ama gerekliymişşş!!..

 

Sistem şöyle işliyor, x-rayden geçtikten sonra sorunsuz olan eşyalar bir banta, içinin kontrol edilmesi gereken eşyalar ise ayrı bir banta yöneliyor. Görevli çantada çok fazla sıvı olduğunu söyledi, sıvıları görmek istedi, ayrı kilitli poşette olmaları gerekiyor dedi.  Mecburen açtık valizi, sıvıları poşetledik, görevliye verdik. Bir aletle kontrol etti, sonra da hepsi sorunsuz alabilirsiniz dedi. Bu aralar güvenliğin biraz arttığını bu sebeple sıvıları çantaya yerleştirmeden yanımızda tutmamızın daha iyi olacağını söyledi.

Güvenlikten de geçtikten sonra free shopların yer aldığı alandaydık. Özellikle yurtdışında free shoplarda vakit geçirmeden önce mutlaka uçağınızın kapısını öğrenin. Bazı havalimanları çok büyük olduğundan, kapılar birbirine uzak olabiliyor ve hatta kapınıza gitmek için bir iki durak da olsa metroya binmeniz gerekebilir.

Image00005Heatrow Havalimanı da böyle, esas free shopların yer aldığı alan C terminali, kapınız B ya da A’da ise, metroyla diğer terminallere ulaşmanız gerekiyor. Freeshop alışverişine dalmadan ya da birşeyler atıştırmak için oturmadan önce kapıya ne kadar uzaklıkta olduğunuzu bilmeniz, son dakika paniklerinin önüne geçecektir :)

Image00007New York’a devam edecek uçağımız Londra saatiyle 13:10’daydı. Güvenlik vs işlerinden sonra yaklaşık 1,5 saatlik zamanımız vardı. Önceki Londra seyahatimizde tanıyıp, çok sevdiğimiz Pret a Manger’i görünce oturup birşeyler atıştırmaya karar verdik.

Yemekten sonra B terminalindeki kapıya ulaşmak için metroya bindik, kapıya vardığımızda yavaş yavaş uçağa alımlar başlamıştı. Sonra yolcu alımına ara verildiği, uçak içindeki sıcaklığın 40 derece olduğu, bu nedenle uçak biraz soğutulduktan sonra tekrar yolcu alınacağını duyurdular.

Herşey böyle başladı ve uçağın içine bindikten sonra, klimalardan birinin bozulduğu, tamir edilmeden havalanamayacağımızı bildiren anonslar aralıklarla devam etti uçağın içindeki sıcaklık yükselirken. İki saati geçen bir rotar sonunda Londra saatiyle 15:30’a doğru havalandık. Kaptanımız yolda rötarı telafi edeceğini söyledi :)

Image00008Yemekte körili tavuk, tahıl salatası ve limonlu turta vardı, herşey lezzetliydi.

 

Madem uzun uçuyoruz bu uçuşta biraz New York’u tanıyalım, tanıtalım :)

 

 

New York

New York, Amerika’da yer alan 50 eyaletten biri. Yer aldığı eyalet ile aynı ismi taşıyan New York Şehri ise Amerika’nın en meşhur şehirlerinden.

New York City, NYC, Büyük Elma (the big apple) veya sadece Şehir (the City) olarak de biliniyor.

NYC; Manhattan, Bronx, Queens, Brooklyn ve Staten Island olmak üzere 5 ilçeden oluşuyor.

New_York_City_District_Map

Bu ilçeleri birer cümle ile özetlemek gerekirse,

Manhattan; NYC’nin en meşhur yeri, hepimizin filmlerden izlediği ve bildiği Times meydanı, Empire States Binası, Wall Street, Harlem gibi bir çok yer Manhattan’da.

Brooklyn; nüfusun en yoğun olduğu bölge

Queens; Amerika’daki en fazla etnik grubun yaşadığı bölge

The Bronx; New York Yankees beyzbol takımının stadyumunun bulunduğu bölge

Staten Adası; ücretsiz feribotla ulaşılan bu ada New York’un diğer ilçelerine göre daha banliyö karakterli

Gelelim New York ile ilgili bir kaç istatistiki bilgiye, yaklaşık 170 ayrı dil konuşulan New York’ta yaşayan her üç kişiden biri ABD dışında bir ülke doğumluymuş.

180 farklı ülke kökenli 8,2 milyon kişilik bir nüfusu barındıran New York, dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri olma ünvanını da taşıyor.

Manhattan_districts_51811

 

New York denince tabii ki ilk akla gelen yer Manhattan, tüm iş, eğlence vs. hepsi Manhattan’da.

Manhattan güneyden kuzeye doğru, sokak numaralarına göre bölünmüş ve bölgelere ayrılmış durumda. Kuzeyden güneye doğru uzanan 12 cadde ve bu caddeleri dik kesen 220 sokak Manhattan’ın grid sistem yol şemasını oluşturuyor. Oldukça basit ve kullanışlı bir sistem. Taksiye bindiğinizde adres tarif ederken, örneğin 5. cadde 90. sokak şeklinde söylüyorsunuz. Taksicinin sizi dolaştırma gibi bir ihtimali yok, sokak numaralarını takip etmek çok kolay.

Manhattan, uptown, midtown ve downtown olarak üçe ayrılmış durumda. Uptown Manhattan’ın kuzeyi, downtown ise güneyini kapsıyor. Bu sistem de oldukça kullanışlı özellikle metroya binerken, ters yöne gitme riski hemen hemen hiç yok.

Bu ön bilgilendirmeden sonra gelelim New York’taki anılarımıza.

Leave a Comment

Yandex.Metrica