Jeita Grotto, Harissa & Byblos

Pazar günü için planımız, Beyrut’un yakın çevresini gezmekti. Bu tur için bir taksi ayarlamıştık İstanbul’dan. Seyahat öncesi çalışmalarımda Çukurcumatimes’ın blogundan taksici Hüseyin’in mail adresini (lebanon.tours@yahoo.com) bulmuştum.

Lbn4_2 Attığım maile 10 dakika sonra cevap gelmesi beni çok şaşırttı. İnsan bir taksiciden bu hızı beklemiyor açıkcası. Bir kaç kez mailleştikten sonra günübirlik Jeita Grotto, Harissa ve Byblos turu için 100 $’a anlaştık.

Taksimiz bizi saat 9:00’da aldı, şöforümüzün adı Kasım, arabası da içi geniş bir Toyoto’ydu. Anlayacağınız, taksici Hüseyin işleri baya bir büyütmüş, başka taksici arkadaşlarını da organize etmiş, günübirlik Beyrut çevresine turlar düzenliyor, girişimci insanın hali bir başka oluyor doğrusu ..

Beyrut – Jeita Grotto arası yaklaşık 22 km. ancak trafik çok yoğun olduğu için Jeita Grotto’ya vardığımızda saat neredeyse 10:00 olmuştu.

Jeita Grotto mağarası mutlaka mutlaka ve mutlaka görülmesi gereken bir yer. Sakın Beyrut’tan burayı görmeden dönmeyin. Bir mağara ne kadar güzel olabilir ki ??? sorusu gelirse aklınıza, bu mağara bu soruya tokat gibi bir cevap, benden söylemesi..

Giriş ücreti 18.500 LL (12 $). Biletleri aldıktan sonra kısa bir teleferik yolculuğu ile Upper Grottoya yani üst mağaraya çıktık. Mağaraların içerisinde fotoğraf ve video çekimine malesef izin yok. Bu nedenle burada gördüğünüz tüm fotoğraflar internetten bulduklarım..

Üst mağara, toplam 2.130 m uzunluğa sahip ancak, sadece 750 m’lik kısmı ziyarete açık. Mağaranın içine yürüyüş yolları ve çok güzel aydınlatmalar yapılmış. Doğanın harikalığı karşısında şaşırmamak ve hayran kalmamak mümkün değil. Halen oluşumları devam eden onlarca sarkıt ve dikikler var içeride. Bunlardan bazıları birleşmiş durumda..

Lbn4_3

Mağaranın en yüksek yeri, 120 m. sanki hiç yer altında değilmişiz gibi. Dünyanın en uzun sarkıtı da bu mağarada yer alıyormuş ve uzunluğu 8,2 m’ymiş.

Mağaranın içi oldukça nemli ve dışarıya göre serin. Bu nedenle içeriye girerken bir hırka giymek, dolaşırken de kaymamaya dikkat etmek gerek.

Lbn4_4

Üst mağaradan sonraki durak, minik elektrikli tren ile, alt mağara yani Lower Grotto. Alt mağarada bir başka macera bizi bekliyor, çünkü bu mağarada üst mağaradaki gibi yürüyüş yolları yok, bu mağaranın içi su dolu ve mağaranın içi bot turu ile geziliyor.

Üst mağaradan 60 m. aşağıda konumlanmış olan alt mağara 6,2 m. uzunluğa sahip ancak bot turunda sadece belirli bir mesafeye kadar ilerlenebiliyor.

Kışın yağışlar çok olunca, mağaradaki su seviyesi yükseldiği için malesef mağara kapalı oluyormuş. Seyahat planı yaparken bu güzelliği kaçırmamaya dikkat edin :)

Jeita Grotto’nun, Doğanın Yeni 7 Harikası yarışmasında 28 finalist arasında yer aldığını da söylemeden geçmek olmaz.

Son olarak, Jeita Grotto mağaralarını özetlemek gerekirse şu kelimelerden herhangi biri seçilebilir: muhteşem, harika, büyüleyici…

Jeita Grotto sonrasında sıra Joinehten teleferik ile Harissa dağına çıkış var. Jeita Grotto’tan teleferiğe bineceğimiz nokta yaklaşık 10 km.

Kısa yolculuktan sonra küçük kabinleri olan teleferiğe bindik. Kişi başı gidiş dönüş fiyat 9.000 LL (11 TL). Yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuktan sonra sahilden yaklaşık 600 m yukarıdaydık. Teleferik yolculuğun başında apartmanların arasından oldukça yakın geçti, sonrasında da ağaçların içinden geçerek yükseldi.

Teleferikten indiğimiz kısımda yeme içme alanları ve hediyelik eşyacılar vardı. Bu alandan merdivenler ya da bir başka tren ile Meryem Ana Heykeli ve kilisenin olduğu kısma çıkılabiliyor. Buranın sembolü olan ve Our Lady of Lebanon ismiyle de bilinen Meryem Ana heykeli oldukça popüler. Merdivenlerden çıkmaya üşendik, trende de çok sıra olunca Meryem Ana Heykeli’nin yanına kadar gitmedik.

Teleferikten indiğimiz noktada, uçsuz bucaksız Akdeniz ve Beyrut manzaranın tadını çıkardık, fotoğraflar çektik, bir kahve içip teleferik ile tekrar aşağıya indik.

Lbn4_5

Harissa’dan sonraki durağımız ise küçük balıkçı kasabası Byblostu. Teleferikten indiğimiz Joineh’ten 20 km uzaklıkta yer alan Byblos UNESCO koruması altında olan yerleşimlerden biri. Neolitik çağlardan beri kesintisiz olarak yerleşimin olduğu Byblos’ta yüz milyon yaşında balık fosilleri görmek ve Fenikeliler’in antik limanında dolaşmak mümkün.

Eski çağlarda papirüs kağıdının ticaretinin de yapıldığı “Byblos” ismi, Yunanca “papirus” anlamına geliyormuş. Bugünkü modern latin alfabesinin temeli olan ilk lineer alfabeyi Bibloslular’ın bulmuş olması da bu kasaba ile ilgili ilginç bir detay.

Lbn4_6

Byblos günümüzde hem turistik bir yer hem de Lübnan’lılar için bir sayfiye yeri. Limana bakan koy kenarında yanyana kafeler ve restoranlar sıralanmış durumda. Zaten küçük olan kasabayı yürüyerek dolaştıktan sonra bir kafede oturup hafif birşeyler atıştırdık. Eğer aç gelecek olursanız herkesin dilinde sadece Chez Pepe var, harika bir balık restoranıymış.

Byblos’un bir de çarşısı var, trafiğe kapalı bir caddede, karşılıklı hediyelik eşyacıların yer aldığı. Buradan her türlü hediyelik eşya alabilirsiniz. Kendi aranızda konuşurken, tezgahtar sizinle Türkçe konuşursa şaşmayın. Yıllar önce Türkiye’den göç etmiş ama Türkçe’yi unutmamış Ermeniler ile karşılaşabilir ve indirim alabilirsiz. :)

Saat 16:30’ya geldiğinde yavaş yavaş Beyrut’a dönüş vakti gelmişti. Beyrut’a yaklaşık 40 km mesafedeydik, biraz trafiğe takıldık, Byblos’tan dönüşümüz neredeyse bir saati buldu.

Beyrut’un yakın çevresini de görüp Lübnan’ı biraz daha tanımak için güzel bir güzergah ve günübirlik bir gezi oldu.

Beyrut’ta son akşam yemeği ve genel değerlendirme sonraki sayfada..

Leave a Comment

Yandex.Metrica