merhaba kamboçya, merhaba khmer imparatorluğu :) (kamboçya 2)

Siem Reap’e indiğimizde saat yerel saat ile 14:45 biyolojik saatimize göre ise 09:45.

Kamboçya gelir toplamak için vize isteyen ülkelerden.Yani parayı veren vizeyi alır :) Vize sınırda pasaport kontrolü öncesi ya da gitmeden önce e- vize olarak alınabiliyor. Kolaylık olması için biz e-vize’yi seçtik. E-vize ücreti toplam 40$ (30$ vize, 10$ servis ücreti).

evizeOnline formu doldurduktan sonra maksimum 3 gün içinde vizeniz e-mailinizde :) Bizimki başvurudan bir gün sonra geldi. Vizeyi iki nüsha çıktı alıp yanınızda götürmeniz gerekiyor.

 

Pasaport kontrolünde iki ayrı sıra var ve e-vize işlemleri daha çabuk bitiyor. Bir de tabii ki vize almamış olanlar için başvuru sırası var. O kadar aktarma ve yolculuk sonrası hızlıca ülkeye giriş yapmak güzel oldu :)

Valizlerimiz de sağsalim geldiğine göre, artık otelimize gidebiliriz ;) Havalimanında bizi daha önceden ayarladığımız 2 günlük turda bizi gezdirecek olan tuktuk şoförümüz karşıladı.

Bu noktada biraz, rehberi nasıl ayarladığımız ile ilgili bilgi aktarayım..

atgAngkor’u rehberle mi gezelim? Rehberle mi gezmeliyiz seyahat öncesi aklımıza takılan sorulardan biriydi. Araştırdık, tripadvisor’a danıştık ve en sonunda rehberle gezmeye karar verdik.

Tripadvisor sitesinde sonsuz rehber tavsiyeleri var, inceleyip rehberinize buradan karar verebilirsiniz.

Rehber fiyatları günlük 25-40 $ arasında değişiyor. Bu fiyata bir de araç fiyatı ekleniyor ki, bu da aracın tipine göre değişiyor, tuk-tuk, klimalı araba, mini van vs. seçenekler mevcut. Günlük tuk-tuk fiyatları 15-20 $, klimalı araba fiyatları ise 30-40 $ arasında değişiyor.

Sonuç olarak rehberli turu günlük 40-90 $ arasında değişen fiyatlarla yapmak mümkün. Bu arada bu fiyatlara gündoğumu ya da günbatımı ve Floating village / yüzen köy gezisindeki tekne ulaşımı genellikle dahil değil.

Bir sonraki aşamaya ise rehberi seçmek :) tripadvisorda bahsi geçen rehberlerden yaklaşık 15-20 tanesiyle yazıştık, bunların 5-6 tanesi müsait olmadığını söyledi. Diğerleri de program ve fiyat önerisiyle geri döndü bize. Biz bunlardan San Park ile anlaştık, web sitesine bakmak isteyenler için link tık tık. Gelelim fiyata, 2 tam günlük gün doğumu ve batışını da içeren tuktuk’lu tur için 110$‘a anlaştık.

San Park bizim Siem Reap’te olacağımız günler başka bir grubu gezdireceğinden, bize yine sertifikalı tur rehberi olan kardeşi Vichet’i ayarladı. Direkt Vichet ile yazışmak isteyenler için mail adresi: heng111199@yahoo.com

Cumartesi gününe geri dönersek, tuktuk şoförümüz bizi havalimanında karşıladı ve otelimize götürdü.

ARhotel

Siem Reap’te iki gece konaklayacağımız otel, booking.com’dan ayarladığımız Regency Angkor Hotel‘di. 2 gece için toplam 137 $ ödedik. Otelin konumu Siem Reap şehir merkeziyle Angkor Wat arasında yer alıyordu. Siem Reap merkezine 2,5 km mesafede, Angkor Wat’a ise yaklaşık 5,5 km uzaklıktaydı.

Image00022Otele check-in yapıp eşyalarımızı bıraktıktan sonra, planımızda yer aldığı gibi güneşi batırmak için Angkor’a “Pre Rup” tapınağına doğru hareket ettik.

Tapınakların yer aldığı, “Angkor Arkeolojik Parkı”na giriş turistler için ücretli, tek günlük bilet 20 $, 3 günlük bilet ise 40 $. Bilet gişesi oldukça kalabalıktı.

Eğer akşam üzeri sadece güneşi batırmak için Angkor’a girmek isterseniz, biletiniz kullanılmış sayılmıyor ve biletin geçerliliği bir sonraki gün başlıyor. Bu arada biletler kişiye özel, üzerinde fotoğrafınız yer alıyor :)

Madem Angkor tapınaklarıyla tanışacağımız zaman geldi o halde haydi bakalım şimdi biraz tarih ve kültür dersi görelim:

KAMBOÇYA -ders1Cb-map

Kamboçya ya da Kamboçya Krallığı, Asya’da, Tayland, Vietnam ve Laos’a komşu, 14,8 milyon nüfusa sahip, %95’i Budist olan bir ülke. Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh.

Pirinç yetiştiriciliği ülkenin önemli gelir kaynaklarından biri, giderek artan turizm gelirleri de ülkenin ekonomisinde yer işgal etmeye başlamış.

Yıllar boyunca çok büyük acılar geçirmiş bir ülke Kamboçya.

1863-1953 yılları arasında Fransız egemenliğinin hüküm sürdüğü Kamboçya, 1953 yılında bağımsızlığına kavuşmuş.

Kamboçyalılar için asıl zulüm, 1975-1979 yılları arasında hüküm süren Pol Pot liderliğindeki “Kızıl Khmer” dönemi.

Bu dönem ülkede sadece köylü sınıfı yaşamalı mantığı ile ülkedeki tüm bilim adamları, sanatçılar, aydınlar ve okumuş, yetişmiş insanların tamamı tarlalarda çalışmaya zorlanmış ve muhalif olanlar işkence görerek öldürülmüş.

Bu dönemde ülkenin birçok yerine mayınlar döşenmiş ve halen çok kullanılmayan yollardan geçilmemesi tavsiye ediliyor, ülkede o kadar çok mayından sakat kalmış insan var ki…

Kızıl Khemer dönemi 1979’da Vietnam işgali ile son bulmuş ya da durulmuş demek daha doğru, çünkü Kızıl Khmerler gerilla savaşı bir yandan sürdürmüş.

Vietnam birlikleri 1990’da Kamboçya’dan çekilmiş, içsavaşı sonlandırmak için Kızıl Khmerler ile 1992’de Paris’te imzalanan anlaşma ile Kamboçya halkı huzur bulmaya başlamış, 1998’de Kızıl Khmer lideri Pol Pot’un ölümüyle Kızıl Khmer’ler tamamen dağılmış.

Kamboçya’yı öğrendiysek buraya gelme amacımız olan Angkor’a geçebiliriz :)

ANGKOR – ders 1

Karta_AngkorWat

Dünyanın 8. harikası olarak da bilinen Angkor, Kamboçya’nın eski başkenti.  Khmer dilinde “Angkor” “başkent” anlamına geliyor.

Khmer İmparatorluğu, kendini devaraja – tanrı kral olarak ilan eden II. Jayavarman tarafından kurulmuş. Angkor, 9. yy’dan 14. yy ortasına kadar Khmer İmparatorluğu’nun dinsel ve politik merkezi olan bölgeyi kapsıyor.

1992 yılında, UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilen Angkor Arkeolojik Park’ı; içinde ormanlık alanın da yer aldığı 400 bin dönümlük bir alanı kapsıyor. Khmer İmparatorluğu’na ait sayısız kalıntıyı ve tapınağı içinde barındırıyor.

Ahşap evler ve sarayların yıkıldığı bölgede sayıca 1000’in üzerinde tapınak yer aldığı tahmin ediliyor. Günümüze ise sadece 70 tanesi gelebilmiş.

Burada yer alan tapınaklar sembolik yapılar. Hindu dininde yer alan dağ-tapınak konseptinde inşa edilmiş olan tapınaklar, mitolojik Meru dağının sembolize ediyor.

Bu sebeple tapınakların çoğunun etrafında hendekler var, bir dağı andıracak şekilde piramide benzer yapıda inşa edilmişler ve tapınaklarda yer alan 5 kule, Meru dağının 5 zirvesini sembolize ediyormuş.

Tabii ki tapınakların onları yaptıran kralı ve krallığının gücünü sembolize etmek gibi de bir misyonu var.

Angkor’da yer alan ilk tapınaklar Hindu tapınakları olarak yapılmış, daha sonra halk Budizmi benimsediğinden, tapınaklar Budist tapınakları olarak inşa edilmeye devam edilmiş. Mevcut Hindu tapınakları ise Budist tapınaklarına dönüştürülmüş.

Khmer İmparatorluğunun merkezi olan Angkor’un nüfusunun 1 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor, aynı dönemde Londra nüfusu ise sadece 50 bin kişiymiş.

Angkor’da dikkat çeken öğelerden biri de tapınaklar kadar ilginç olduğunu düşündüğüm yapay göletler (baray). Khmer mimarisinin belirgin unsurlarından biri olan ve genellikle dirtdörtgen şekle sahip göletlerin büyüklüğü de dikkat çekici. Örneğin Batı Göleti‘nin ölçüleri 8 km’ye 2,3 km. Bu yapay göletler, dinsel olarak “yaradılış denizi”ni sembolize ediyorlar, aynı zamanda verimli ve devamlı ürün alabilmek için sulamada kullanılıyorlar.

Bu kadar tarihi bilgi yeter, şimdi Cumartesi gününe dönelim.. Nerede kalmıştık, biletlerimizi aldık ve Angkor Arkeolojik Parkı’na giriş yaptık, kısa bir yolculuk sonrasında günbatımını izlemek üzere, Pre Rup tapınağına vardık.

Image00002

Bir çok turist bizim gibi güneşi batırmak için tapınağa çıkmaya başlamıştı, bir kısmı ise tapınaktaki yerlerini çoktan almıştı.

Image00003

Tapınağın en üst kısmına kadar çıktık ve güneşi buradan batırdık :)

Image00005

Angkor’da güneşi batırmak için tercih edilen noktalardan biri olan Pre Rup’ta günbatımı o kadar da etkileyici gelmedi açıkcası bize. Yine de gitmeseydik aklımızda kalırdı.

Image00021

böyle kocaman taşlar ve beton arasından çıkan çiçekler, yaşam sevincini çağrıştırır bana :)

Tapınağın etrafını da dolaştıktan sonra tanesi 2,5 $’a iki tane küçük resim aldık, Kamboçyalı bir ressam tarafından çizilen.

Image00001

Etrafımıza dolaşan, şallar, magnetler, rehber kitaplar satan diğer satıcıları es geçerek tuktuğumuza atladık ve yapay göletlerin yanından geçerek otelimize döndük.

Resepsiyona akşam için güzel bir yemek nerde yiyebiliriz diye sorduğumuzda, Apsara dans gösterisi’nin yapıldığı açık büfe bir restoran önerdi bize. Hatta bizim için rezervasyon yaptı. Yemek ücreti kişibaşı 12 $, içecekler dahil değil.

Siem Reap çok turistik olduğundan mı bilmiyorum ama para bozdurmanıza hiç gerek yok. Heryerde $ kabul ediliyor. Sadece biraz bozuk $ bulundurmakta fayda var. Zira 1-2 $’a ihtiyacınız olacak :) Ülkenin geri kalanında da bu $ kuralı geçerli mi bilmiyorum.

Image00023Siem Reap’te ulaşım çoğunlukla tuktuklar ile sağlanıyor. Daha önce Tayland’da gördüğümüz tuktuklardan biraz daha farklıydı Kamboçya’nın tuktukları. Bir motorsiklet tarafından çekilen iki tekerlikli oturak düzeni, bir nevi motorsikletli fayton :)

Otelden tuktuğa atladık ve akşam yemeğimizi yemek üzere “New Jasmine Angkor Restaurant”a gittik. Tuktuk’a 2 $ ödedik, bozuk $’a ihtiyacınız olacağını söylemiştim değil mi?

Restoran tahminimden de büyük bir yerdi, sahneye yakın bir masa ayarlamışlardı bize. Sahneye dik dizilmiş, uzun masalar vardı, 15-20 kişilik bu nedenle tanımadığınız insanlarla yanyana oturmanız gerekecek bilginiz olsun.

Büyük bir açık büfe vardı değişik Khmer mutfağına özgü yemeklerden oluşan. Kendimize göre yaptık tabaklarımızı, biraz Hint biraz da Tayland mutfağını andırdı bize yemekler.

Bir süre sonra “Apsara Dans” gösterisi başladı.

Image00007

Apsara‘lar Hindu ve Budist mitolojisinde yer alan “kutsal peri kızları”, genellikle tapınakların duvarlarında dans ederken betimlenen Apsara’ların dansı 2008 yılında UNESCO Dünya Mirası listesindeki yerini almış. Kamboçya ve Khmer İmparatorluğu ile özdeşleşmiş olan bu dans, Khmer kültüründe büyük öneme sahip.

Image00008

Kızıl Khmer döneminde, dansçıların da katledilmesiyle neredeyse yok olmaya yüz tutmuş dans, dönemin bitmesinden ancak 16 yıl sonra tekrar sahnelenmeye başlamış.

Image00010

Günümüzde ise oldukça önemli bir kültür mirası olarak yaşatılan Apsara dansı Kraliyet Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde okutuluyormuş.

Dansçıların bu dansı öğrenmeye 7 yaşında başladığını, seçmelerde özellikle ellerin esneklik ve zerafetinin ön planda olduğunu, 6 yıl boyunca 1500 hareket öğrendikten sonra, 3 ile 6 yıl arasında daha eğitime devam ettiklerini öğrenince inanın çok şaşırdım. Bu dansta ciddi bir emek ve azim var..

Image00009

Oldukça yavaş figürlerden oluşan Apsara dansında yapılan her figürün sembolize ettiği bir olay/durum varmış. Örneğin; gökyüzünü gösteren bir parmak, “bugün”ü sembolize ederken, izleyiciye yan duran bir danscının yukarıyı gösteren tek ayağı “uçmayı” simgeliyormuş.

İpek, parlak, kısmen de pullu kumaşlardan oluşan ilginç kıyafetler giymiş, altın renkli ve çiçekli başlıkları olan dansçıların yer aldığı gösterideki hareketler ustalık ve beceriyle sergilenirken, yüzlerinde ise ciddi bir gülümseme vardı.

Image00011

Bu dansın biraz daha profesyonelce sergilendiği, daha uzun ve kalabalık dansçıların olduğu bir gösteri izlemek isterseniz Smile of Angkor’a gidebilirsiniz.

Image00015Gösteri biterken, bizim de yemeklerimiz bitmişti. Bu arada yemeğin yanında yerel bira olan “Angkor”dan içtik. Bira etiketindeki slogan ise “benim ülkem benim biram”. Bira fiyatları: küçük bira 2 $, büyük bira 3 $’dı.

Gösteri sonrasında bir tuktuğa atladık ve şehir merkezine Pub Street‘e gittik. Pub Street yanyana barların, restoranların yer aldığı, sokak satıcılarının de çokca bulunduğu Siem Reap’te akşam vakit geçirmek için ideal bir nokta.

Image00020

Bu arada Pub Street’e yakın night market/akşam pazarını da unutmamak gerek.

Her türlü hediyelik eşyayı bulabileceğiniz dar sokaklarında dolaşabileceğiniz bu pazarda Kamboçya’ya özgü hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Mesela filli bir t-shirt, magnetler, hamak, apsara dansçılarından heykeller…

Image00017Night Market’in sonunda bir de açık hava masaj salonu var, yorulduysanız yarım saatlik ayak masajını 2$’a yaptırabilirsiniz.

Masajla dinlenirlen her akşam masaj koltuklarının yer aldığı kısma bakan sahnede ladyboy’ların gösterilerini izlemek de mümkün..

Image00018

Pub Street’te bir dondurmacı var, orijinal külahları olan, dondurmada iş yok, külahlarsa eğlenceli :)

Image00019

Eğer sadece bizim gibi birşeyler içecekseniz, esprili adı ile “Angkor What?” ideal. Sokaktaki masalara oturup gelip geçeni seyrederken, yerel biralardan Angkor, Cambodia, ya da Tiger’ın tadına bakabilirsiniz..

Biz de geceyi burada noktalayıp, 3 $ ödediğimiz tuktuk ile otelimize geri döndük.

Bir sonraki gün neler yaptık merak ediyorsanız, sonraki sayfaya geçebilir, sırayla olmasa da olur, karışık okuyalım diyorsanız aşağıdan seçebilirsiniz :)

2 Comments

  1. Aralık ayı başında 4 günlük bir Angkor Wat merkezli Siem Reap gezisi planlıyoruz.Ve Türkçe kaynak olarak bulduğumuz en iyi yazılardan biriydi kaleminize sağlık.Gerekli notları aldık.

Leave a Reply to Yırtık Harita Cancel Reply

Yandex.Metrica